Hakkımızda

Peyzaj, mekanlara verdiğimiz değerin bir tezahürüdür. Binalarımız bir cazibe merkezi olduğu gibi bahçelerimiz de olmalıdır. Bahçelerimiz, binalarımızda karşılama görevi görmektedir. Peyzaj binalarımızın tamamlayıcı unsurudur.

Nasıl ki yakın çevresi işlenmeden projelerimizi teslim etmiyorsak sahada da bahçe düzenlememizi yapmadan uygulamamızı bitmiş saymamalıyız.

Saray gibi binanın saray gibi bahçesi olmalıdır.

Peyzaj aslında kelime anlamı olarak doğa görünümü demektir. Dilimize Fransızcadan geçmiş olup resim yapma sanatında, doğa, doğal, kır manzarası için kullanılan bir terimdir.

Peyzaj; doğal peyzaj ve kültürel peyzaj olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğal peyzaj, doğada kendiliğinden var olan ve beşeri herhangi bir müdahale barındırmayan alanlardır. Bu alanlardaki biyolojik ya da ekolojik değişimler yine doğal afet olayları sonucu ortaya çıkar. Dünya doğal peyzaj adına sayısız örnek barındırmaktadır; akarsular, nehirler, ormanlar, çöller, bataklıklar gibi. Kültürel peyzaj ise Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından “kültürel ve doğal kaynakları ve bu bağlamda yaban hayatı ve evcil hayvanları içeren, tarihi bir olay ve bir etkinlikle birlikte olan ya da çeşitli kültürel ve estetik değerler sergileyen coğrafi alanlar” olarak tanımlanmaktadır.

Günümüzde ise peyzaj, park, konut, bahçe, yol, farklı kamusal alanlar gibi mekanlarda ve şehir planlamalarında yapılan kent için yeşil alan oluşturma çalışmalarında kullanılmaktadır. Peyzajın ana amacı sürdürülebilirlik olup bunun yanı sıra doğal yaşam, göze hitap etme, kentle bütünleşik yeşil alanlar oluşturma gibi amaçlar da güder. Bahçe ve kent içi yeşil alan düzenlemelerine sanatsal nitelikler kazandırıldığından bu yana peyzaj tasarımının önemi daha da artmıştır.

Kırdan kente göçlerle kentlerde başlayan hızlı ve plansız yapılaşma, kentlerdeki ve zamanla kırsaldaki yeşil alanları yok etmeye başlamıştır. Her geçen gün kentlinin yeşil alanlara, doğaya erişiminin zorlaşması devamında doğadan kopmaya getirmiştir. Bu hızlı gelişme ve yapılaşmanın kentli ve yeşil alanlar arasındaki bağı koparması, hava kirliliğini beraberinde getirmesi, doğanın mümkün olduğunca eski haline tekrar erişme ve doğa ile buluşma isteği, taze ve sağlıklı besinlere ucuza ve kolay erişme isteği, kentlerin artık beton yuvaları haline gelmesi gibi sebeplerle yeşil alanlara ve bununla beraber sürdürülebilirlik açısından önemli olan yenilenebilir peyzajı yeniden önemli hale getirmiştir. Simmel (1950), metropol insanının birbirine karşı bezgin tutumunu temkinlilik olarak adlandırır. Metropollerde hissedilen güvende olmama insanları daha temkinli hale getirir. Kentin içinde yaşayanların itildiği bu bozuk yaşam, ancak ve ancak, kamuya açık, toplumu bütünleştirecek ve iletişimi güçlendirecek alanlarla mümkündür.

Peyzajın önemini bundan daha güzel ney açıklayabilir?

Doğa Çevre Peyzaj

2000 yılından beri sizlerle..

“SARAY gibi binanın SARAY gibi bahçesi olmalıdır.”

Doğa Çevre Peyzaj

“Peyzaj mimarlığı, bir planlama ve tasarım disiplini olarak kendi hafızasını oluşturmaya çalışan genç bir disiplindir.”

Doğa Çevre Peyzaj

“Doğal değerlerin korunması ve geliştirilmesini ön planda tutan ekolojik planlama sisteminin karşılığı olan peyzaj planlarıdır.”

Doğa Çevre Peyzaj